Ankara Kalesi'nin yapılış tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte kentte askeri bir garnizon bulunduran Hititler tarafından yapıldığı düşünülmektedi
Ankara Kalesi
Ankara Kalesi, Ankara’nın Altındağ
ilçesinde ve tarihi Ulus semtinin doğusunda yer almaktadır. Dik yamaçları olan sarp ve kayalık bir tepede bulunmakta olup, şehrin hemen hemen her
noktasından görülebilmektedir. Konum itibariyle modern Ankara şehrinin de merkezi
sayılabilecek bir noktada yer almaktadır. Yamacında yer alan Hatip Çayı'ndan 110 metre yüksekte yer alan kale, hâkim ve korunaklı konumu sayesinde
tarih boyunca stratejik öneme sahip olmuştur. Ankara Kalesi’nin, antik dönemlerde
de Küçük Asya'nın en sağlam kaleleri arasında sayıldığı bilinmektedir.
Ankara Kalesi Ne Zaman İnşa Edilmiştir?
Ankara Kalesi'nin yapılış tarihi kesin
olarak bilinmemekle birlikte kentte askeri bir garnizon bulunduran Hititler
tarafından yapıldığı düşünülmektedir. Bu da kalenin tahmini olarak 3000 - 4000
yıl önce inşa edilmiş olması demektir. Bununla birlikte kalenin kesin olarak ne
zaman ve kimler tarafından yapıldığı ise eldeki arkeolojik verilerin
yetersizliği nedeniyle gizemini korumaktadır. Hititlerden bu yana hep aynı yerinde
bulunduğu bilinen kale, Galatlar, Romalılar, Bizanslılar ve Selçuklular
dönemlerinde de önemini korumuştur. Kalenin en yüksek noktasında yer alan iç
kale yapısı "Akkale" ise Selçuklular tarafından yaptırılmıştır.
Ankara Kalesinin Özellikleri
Ankara Kalesi bulunduğu tepenin yüksek bölümünü
kaplayan İç Kale ve çevresini kuşatan Dış Kale'den oluşur. Evliya Çelebi 1640
tarihli Ankara ziyaretinde ayrıca tepenin eteklerinde yer alan üçüncü bir dış
sur sırasından bahsetmiş ve bu dış surla birlikte tüm kentin güvenlik altına alındığını
belirtmiştir. Ancak dış surların kale sistemine ne zaman eklendiği kesin olarak
saptanamamıştır.
İkinci sıra sur olan Dış Kale eski Ankara
şehrini çevirmekte olup 20’ye yakın kuleye sahiptir.
Dört katlı olan İç Kale ise yaklaşık olarak 43.000 metrekarelik
bir alan kaplar. İç kale 7. yüzyılda Bizanslılar tarafından inşa edilmiştir. Kalenin
duvarları ortalama olarak 15 metre yüksekliğindedir ve üstünde çoğu 5 köşeli 42
kule vardır. İç kalenin güneydoğu köşesinde kalenin en yüksek noktası olan
Akkale yer alır. Kalenin en yüksek noktası olan Akkale, Selçuklu Türkleri
tarafından yaptırılmıştır. Evliya Çelebi de seyahatnamesinde kalenin dört kat
beyaz taştan yapılmış olduğunu belirtmiştir. Bu tarihte ayrıca İç kalede
toplar, çeşitli silahlar, cephane ve 600 ev bulunduğu kayıtlara not düşülmüştür.
İç kalenin çevresi kayalıktır ve doğu duvarı tepenin girinti çıkıntılarını
izler. İç Kale ile Dış Kale
doğuda doğu kalesinde, batıda ise Hatip Çayı'na bakan yamaçta birleşir. İç Kalenin
iki büyük kapısı vardır. Biri Dış Kapı, diğeri ise Hisar Kapı'dır. Bu kapı üzerinde bir de İlhanlılara ait bir
kitabe bulunur.
Duvarların alt bölümü çoğunlukla bazalttan yapılmıştır. Dış Kale'nin özellikle üst kesimlerinde yer alan tuğla bölümler büyük ölçüde zarar görmesine karşın, iç kale mevcut yapısını hemen hemen muhafaza ederek günümüze kadar gelmiştir. Özellikle 8. ve 9. yüzyıllarda kent yoğun ve sık istilalara maruz kaldığı için kaleyi hızla onarmak amacıyla, o dönemde artık yıkıntı haline gelmiş Erken Roma dönemi yapılarının mermer blokları, sütun başlıkları ve su yollarının mermer olukları gibi yapı elemanları kale duvarlarında inşaat malzemesi olarak kullanılmıştır. Bu yapıları günümüzde de görmek mümkündür. Ayrıca belirtmek gerekir ki, Devşirme Malzeme olarak da adlandırılan, eski yapıların yapı elemanlarının inşaat malzemesi olarak kullanılması, hızlı ve ekonomik olduğu için tarih boyunca neredeyse tüm medeniyetlerde görülmüştür.
Ankara Kale'si içerisinde ayrıca sivil mimarının önemli örnekleri olarak kabul edilen, değişik dönemlerden kalma birçok tarihi Ankara Evi bulunmaktadır. Kaleiçi mahallesi'nde yer alan bu evlerin teknik ve mimari özellikleri ise düz olmayan araziyle tam bir uyum içerisindedir. Sur duvarları ile çevrili dar bir alanda yer alan bu tarihi evler, çoğunlukla eğimli ve yer yer oldukça dik bir topoğrafyada konumlandıkları için planları arazinin handikaplarını en aza indirecek şekilde tasarlanmıştır. Evler çoğunlukla iki ya da üç katlıdır. Yapı malzemesi olarak ahşap, kerpiç ve tuğla tercih edilmiştir. Arazi yapısının düz olmaması nedeniyle alt kat planları düzgün olmayan bu evler, üst katlarına yapılan cumba tipindeki çıkıntılar ile düzgün bir plana kavuşturulmuştur. Evlerin alt katları kalın duvarlı ve küçük pencereli yapılmış olup kışlık olarak kullanılmış, üst katlar ise yazlık olarak kullanılmış olup ince duvarlı ve daha havadar yapılmıştır. Geniş saçaklar ve Cihannüma denilen yazlık odalar ise Ankara Evleri'nin belirleyici özelliklerinden olmuştur. Evlerin tavanlarındaki ahşap süslemelerinde ise birbirinden güzel geometrik kompozisyonlar kullanılmıştır.
Kale Mahallesi eski Ankara Evleri
Ankara Kale'si Hakkında Tarihi Bilgiler
Ankara Kale'si, tarihi boyunca farklı birçok kültüre ev sahipliği yapmıştır. Kalenin tarihi ile ilgili kabul gören görüş Hititler'e kadar uzandığı yönündedir. Kale'nin Hitit döneminden sonraki misafirleri ise Frigyalılar olmuştur. Frigya dönemi Ankara’da büyük izler
bırakmıştır. Kentin bugünkü Hacı Bayram bölgesinin tarihi de yine Frigya
dönemine kadar uzanmaktadır. MÖ 4. yüzyılda ise kente Orta Avrupa'dan göç eden, Galat kabileleri yerleşmiştir.
MÖ 2. Yy başında kent Roma'nın kontrolü altına girmiştir. Roma hakimiyeti altında büyüyen ve
zenginleşen şehir kale dışına taşmıştır. Roma imparatoru Caracalla MS 217 de
kalenin surlarını Pers tehdidine karşı onartmıştır. Nitekim 222-260 arasında Roma
imparatorları Severus Alexander ve Velerianus Perslere yenilince kale kısmen
tahrip edilmiştir. Sonrasında MS 3. yüzyılda Kale'nin çok
kapsamlı bir şekilde, temellerine varıncaya kadar tamir edildiği bilinmektedir.
Ankara Kalesi'nin daha sonra gördüğü kapsamlı onarım ve eklemeler MS 7.
yy’ın özellikle 2. yarısından sonra gerçekleştirilmiştir. İmparator
Konstantin 688’de Dış Kaleyi yaptırtmıştır. İmparator 9. Leon, 740 yılında kale
duvarlarını onartmış ve iç kale surlarını yükseltmiştir. İlerleyen tarihlerde 9. yüzyılda İmparator Nikephoros
ve İmparator III. Mikhail 859 yılında kaleyi onartmışlardır. Bu son tamiratın
oldukça geniş kapsamlı olduğu bilinmektedir.
Ankara, 1073’de Selçuklular tarafından
fethedilmiştir. Ancak hemen sonrasında şehir, 1101 yılındaki I. Haçlı Seferi sırasında, haçlı
komutan Raymond de Touluse tarafından ele geçirilmiştir. Haçlıların
mağlup edilmesi ile kale 1127 de bir kez daha Türk kontrolüne geçmiştir.
Selçuklu Sultanı 1. Alâeddin Keykubat’ın onarttığı kaleye Sultan II. Keykavus
da 1249’da bazı eklemeler yaptırmıştır. Kalenin en yüksek noktasında yer alan
Akkaya bu eklemeler arasındadır. Kale daha sonraki dönemlerde ise kayda değer bir onarım ya
da eklenti görmemiştir.
Seyyahların Gözünden Ankara Kalesi
1640 yılında Ankara’ya
gelen Evliya Çelebi kenti ve kentteki yaşamı ayrıntılı bir şekilde anlattığı
eserinde İç Kale'nin çevresinin kayalık yapısından ve bu yalçın kayalardan kaleye
tırmanmanın çok zor olduğundan bahsetmiştir. Evliya Çelebi ayrıca Kaleiçi'nde 600 ev
olduğunu söyler.
1834’de kente gelen Charles Texier; kaleyi,
şehre hâkim konumda bir tepenin üzerinde iki katlı bir setle çevrilmiş olarak tasvir etmiştir. Kale içerisinde terk edilmiş bulunan kışla, ambarlar ve yapımı Sultan
I. Ahmet' e dayandırılan bir camiden bahsetmektedir. Texier, Her kale içerisinde askerlere ait evler olduğunu belirtmiş ve bunu "Türk kale ve
istihkamında olduğu gibi, bunda da Yeniçeri ve askerlerin ailelerine ait evler
olmak üzere birtakım binaların varlığı..." şeklinde ifade etmiştir.
Yazar Hakkında
Satala
COMMENTS