Düğümü, Ankara’nın Polatlı ilçesinde kök salmış Gordion Düğümü Efsanesinin Kökenleri Bilinenden daha eskiye uzanıyor olabilir.

Gordion Düğümü Efsanesi
Gordion Düğümü, Ankara’nın Polatlı ilçesinde kök salmış ancak ünü Büyük İskender ile birlikte sınırları aşarak tüm dünyaya yayılmış bir efsanedir.
Herşey bir kehanet ile başlamaktadır,
Kehanete göre kentteki öküz arabasına bağlı olan düğümü çözmeyi başarabilen kişi tüm Asya’ya hâkim olacaktır...
Bunun için midir bilinmez ancak Perslerin üzerine doğu seferine çıkan Büyük İskender Gordion’a da uğramış ve MÖ 333 yılının kışını burada geçirmiştir ve anlatılanlara göre de düğümü çözmüş ya da kılıcı ile kesmiştir.
Peki Gordion Düğümü olarak adlandırılan bir düğüm gerçekten var olmuş olabilir mi?
Roma tarihçisi Quintus Curtius Rufus, düğümü; “Birbirine sıkıca dolanmış ve nasıl bağlı olduklarını anlamanın imkânsız olduğu birkaç düğüm” şeklinde tanımlamıştır.
Arrian, Justin, Plutarkhos gibi dönemin tarihçileri ve daha sonra gelen antik tarihçilerin tümü de düğümün gerçekten var olduğunu ve İskender tarafından bir şekilde çözüldüğünü aktarmışlardır.
İskender'in düğümü nasıl çözdüğüne dair ise iki versiyon bulunmaktadır; Arrian, Justin, Plutarkhos ve Curtius, İskender'in gevşetemeyeceği anlaşıldığında düğümü kesmeyi tercih ettiğini, alternatif versiyonda ise İskender'in düğümü kesmek yerine sabitleyen çiviyi çıkardığı belirtilir.
Netice olarak aslında nasıl çözülmüş olursa olsun, dönemin tarihçileri düğümün var olduğundan emindirler...
Burada düğüm mitinin kökenine inmek konuyu daha da aydınlatabilir
Farklı versiyonları olmakla birlikte olaylar sıradan bir köylü olan Gordios etrafında gelişmektedir…
Anlatıya göre;
Hikayedeki sembolizm dikkat çekicidir. Zeus ve tanrılardan gelen ilahi bir elçi olarak akbul edilen kartalın varlığı, aynı şekilde büyük olasılıkla Frig Ana Tanrıçasını işaret eden kehanet yeteneğine sahip Telmessos’lu kız gibi unsurlar Midas'ın kraliyetinin ilahi onayını güçlü bir şekilde ima etmektedir. Yine kraliyetin sembolü olarak arabayı kullanma bir başka güçlü sembol olarak karşımıza çıkmaktadır.
Netice olarak hikâye, eğer İskender’in döneminde oluşturulmuşsa İskender’in fetihlerini, daha erken bir tarihte oluşturulmuş ise de Midas’ın hükümdarlığını meşrulaştırılmayı amaçladığı söylenebilir.
Bir diğer önemli husus da Gordion şehrinin özellikle MÖ 4.yüzyıl ile birlikte geçirmiş olduğu deprem sonrası çöküşe geçtiği ve oldukça küçüldüğüdür. Öyle ki İskender'in MÖ 333’de kenti ziyaretinde, şehrin ancak ufak bir kale hüviyetinde olduğu aktarılmaktadır.
Yine önemli başka bir detay da Kral Midas ile Büyük İskender arasında yaklaşık 450 yıllık bir zaman farkı bulunmasıdır. Düğümün bu süre boyunca korunmuş olması gereklidir…
Bu gibi nedenlerle düğümün aslında fiziksel olmayan sembolik bir anlatıma karşılık geldiğini savunanlar da mevcuttur. Örneğin Robert Graves'e göre, söz konusu düğüm, nesiller boyunca rahiplere iletilmiş ve yalnızca Frigya krallarına açıklanan Dionysus'un ismini sembolize edilmiş halidir...
Arkeoloji Profesörü Brandon Burke’un iddası ise daha ilgi çekicidir..
Ona göre Gordion Düğümü hikayesi, kökeni aslında Hattilere ve Hititlere dayanan yerel bir Anadolu efsanesidir ve kanıtları da Hitit metinlerinde gizlidir.
İddiayı destekleyen mitlerden biri 'Fırtına Tanrısı Korkunç Bir Şekilde Gök Gürültüsü Yaptığında' adlı Hitit mitidir.
Burada Fırtına tanrısının gök gürültüsü yapması ile Zeus özdeş olduğu iddia edilebilir. Ancak dikkate değer olan taraf muşmula ağacına yapılan atıftır. Çünkü Arrian ve Plutarkhos da Gordion düğümünün muşmula liflerinden yapıldığını belirtmiş ve bu rengiyle liflerin kırmızıya boyandığını ima etmişlerdir.
Bunu destekleyen bir başka önemli kanıt ise Hitit ritüel metinlerinde kırmızı iplikler için mit(t)a ve miti- kelime köklerinin kullanılmasıdır. Mita ise bilindiği üzere kral Midas’ın Asur kaynaklarında belirtilen ismidir.
Benzerlikler bununla da sınırlı değil gibidir,
Hitit festival metni KUB X 91 ii.3–4'te, "üç eşarbı, biri beyaz, biri kırmızı, biri mavi olarak örerler (ve arabaya bağlarlar)" şeklinde bir çeviri ile karşılaşılmaktadır.
Başka bir ritüel metninde, "kırmızı yünle kazıklar diker ve der ki: 'Kralın yalanı, laneti, kanı ve gözyaşları kırmızı yünle dikilsin ve yerinden kıpırdamasın!'" ifadesi yer almaktadır.
Gerçekten de Mita isminin ortak oluşu, Kırmızı iplerin varlığı (Muşmula lifi), iplerin bir yere bağlanması ve kralın kehaneti ve fırtına tanrısı gibi benzerlikler belki de bir tesadüften fazlası olabilir ve Gordion Düğümü hikayesinin kökenlerini 3000 yıldan daha eskiye götürebilir…
COMMENTS